Özgün Adı: Venus Im Pelz Çevirmen: Semih Uçar Yayınevi: Ayrıntı Yayınları ☆ Martı ★
KONUSU
İnsani varoluşun karanlık taraflarına
ışık tutuluyor Kürklü Venüs'te. Daha ilk sayfadan itibaren insanın arzuları ve
tutkuları, saldırganlığa olan "içgüdüsel" eğilimleri didik didik
ediliyor. Yerleşik değerleri ve anlamları sarsan, sınırları zorlayan kışkırtıcı
bir roman Kürklü Venüs. İçinde "sevginin", "merhametin",
"şefkatin", "cinselliğin" olduğu "aşk" da siyasal
bir egemenlik oyunundan ibaret:
Goethe'nin "Ya çekiç olmalısın ya örs" lafı
hiçbir yere kadın erkek ilişkisine uyduğu kadar iyi uymuyor, laf arasında,
rüyanda Bayan Venüs de bunu göstermişti sana. Erkeğin ihtirasında kadının gücü
saklıdır ve erkek dikkat etmezse kadın bu gücü kullanmasını bilir. Erkeğin bir
tiran veya kadının kölesi olmak arasında bir seçim yapmaktan başka şansı
yoktur. Kendisini teslim ettiği anda boyunduruk kafasına geçirilmiştir ve
kırbacı teninde hissedecektir...
HAKKINDA
Şimdi diyeceklerimi iyi aklında tut;
Sevdiğin kadından asla emin olma. Kadının doğasında sandığından daha fazla
tehlike saklıdır. Kadınlar ne onlara tapanlar ve onları savunanların söylediği
kadar iyi ne de düşmanlarının söylediği kadar kötüdür. "Kadının karakteri
karaktersizliktir." En iyi kadın bile bi anda pisliğe batarken en kötü
kadın hiç beklenmedik anda yükselip büyük ve iyi şeyler yapar ve onu hor
görenleri utandırır. Hiçbir kadın, her an hem en şeytani hem en ilahi hem en
pis hem en temiz düşüncelere,hislere ve eylemlere muktedir olmasını önleyecek
kadar iyi ve kötü değildir. Medeniyetin kaydettiği bütün ilerlemelere karşın
kadın, doğanın elinden çıktığı haliyle kalmıştır, kadın o an hangi duygunun
hakimiyeti altındaysa ona göre sadık ve sadakatsiz, asil ruhlu veya gaddar
özellikler gösteren vahşi bir hayvanın karakterine sahiptir. Tarihin her
dönemin de ahlaklı karakteri ciddi ve derin bir eğitim yaratmıştır. Erkek her
ne kadar bencil ve kötü niyetli olsa bile ilkelerin, kadınsa anlık hislerinin
peşinden gider. Bunu hiçbir zaman unutma ve Sevdiğin kadından asla emin olma.
Hangi uslu aşığa bir metrese verildiginden daha fazla
değer verilmiştir ki?
Mazoşizmin yaratıcısı Masoch'un kaleminden dudak
uçuklatacak bir eser. Bu kadar farkındalık size neler yapacak, okuyup görün
istedim. Şiddetle tavsiye edilir. İyi okumalar :)
KONUSU Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger'ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler... Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield'in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. HAKKINDA "Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner." diye başlayıp "Doğrusunu isterseniz, ne düşündüğümü ben de bilmiyorum. Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey, size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'i ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım, o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra." diye biten bu kitapta Holden Caulfield’ın üç gün boyunca yaşadıkları kendi ağzından anlatılmaktadır. Caulfield toplumsal normları mizahi anlatımı ile sorgularken bir yandan da yüzünüzü güldürüyor. Caulfield hiçbir şeyden memnun olmuyor, memnun olmadıkça işler yolunda gitmiyor." 3 Günlük Dünyada" yaşamı tam bir kısır döngüye dönüşüyor. Roman güldürürken düşündürmeyi ihmal etmiyor.Genç bir adamın yaşamını konu alsa da yetişkinlerin yaşamalarına değiniyor.Sizde biraz gençlikten biraz hayattan biraz da kendinizden bir şeyler bulmak isterseniz alın kahvenizi açın kitabınızı ve kendinizi bulmaya başlayın.
"İnsanlar sustuklarımı duyarlar belki diye her bir deniz kabuğuna çığlıklarını fısıldadım." diyen Martı ile "Balıktım, okyanuslar dar geldi, kanatlanıp uçtum bende" diyen Uçan Balık'tan Edebiyat Güncesi.